SARAY HOCASI ZÂDE (ALPSARILI ZÂDE)
OSMAN VEHHAÇ (1855-1911)
Çankırı şairlerinden Osman Vehhaç[1] Efendi, 1272 h.(1855-56) tarihinde Çankırı'nın Saray Mahallesinde doğmuştur. Babası İbrahim Efendi, Alpsarı köyünden Hacı Osman Efendi'nin oğlu olup, tahsil yapmak üzere Çankırı'ya gelmiştir. İbrahim Efendi, hükümetin imamlığını yaptığı için "saray hocası" diye anılmaktaydı. Bu yüzden Osman Vehhaç, "Saray hocası zâde" veya "Alpsarılı zâde" diye tanınmıştır.
İlk tahsilini İmaret Sıbyan mektebinde gördükten sonra, rüştiye tahsilini "Büyük Hoca" namıyla bilinen Süleyman Efendi'den[2] tamamlamıştır. Özel olarak Farsça dersleri almıştır.
1871'de İstanbul'a gitmiş, telgraf mektebinde beş ay eğitim görmüştür. Kastamonu, Kalecik ve Çankırı'da telgraf memurluğu yapmıştır. 1874'de istifa etmiş, bu tarihten 1878'e kadar a''''''''şar memurluğu, Çankırı tuzlası tamirat memurluğunda; 1878'den itibaren bidayet mahkemesi aza mülazımlığı ve yedi ay kadar İskilip a''''''''şar katipliğinde bulunmuştur.1887-1904 arası liva muhasebesi katipliğinde görev yapan Osman Efendi, 1904 senesinden ölümüne kadar liva muhasebesi başkatipliği vazifesini sürdürmüştür. 1907 senesinde, kısa bir müddet Çerkeş Kaymakamlığı''''''''na vekalet etmiştir.
1911 yılında vefat ederek Sarıbaba mezarlığına defnedilmiştir.
Rüştiye tahsilini yaparken şiirle ilgilenmeye başlamıştır. Âşık Tokatlı Nuri[3] ile görüşmeleri vardır. "Vehhaç" mahlasını Tokatlı Nuri vermiştir. Civelek Zâde Osman Vefâ, Ahmet Mecbûr, Bezlî, Behçet arkadaşlarıdır.
istanbul'da Namık Kemal ve arkadaşlarının başlattığı edebiyat akımını, Çankırı'da ilk takip edenlerdendir. Yine şair Fuzulî'ye hayran olup, ondan etkilendiğini A.Talat Onay kaydetmektedir.
Rüştiye tahsilini yaparken şiirle ilgilenmeye başlamıştır. Âşık Tokatlı Nuri[3] ile görüşmeleri vardır. "Vehhaç" mahlasını Tokatlı Nuri vermiştir. Civelek Zâde Osman Vefâ, Ahmet Mecbûr, Bezlî, Behçet arkadaşlarıdır.
istanbul'da Namık Kemal ve arkadaşlarının başlattığı edebiyat akımını, Çankırı'da ilk takip edenlerdendir. Yine şair Fuzulî'ye hayran olup, ondan etkilendiğini A.Talat Onay kaydetmektedir.
A.T.Onay, ayrıca Vehhaç'ın Ahmet Mithat Efendi okuluna mensup olduğunu belirtmektedir. Behçet(Kutlu) ve Mihrî ile bir üçlü olduklarını, âşık Kararî'yi Çankırı'dan kaçırdıklarını anlatmaktadır. "Parpar yanar" redifli şiiri tanzir edemeyen Kararî şehri terk etmiştir. Bu şiirden Vehhaç'ın ;
"Talâtâ meydanı remzi şairanda sözlerin
Sel olup şemse aks iden hançer gibi par par yanar"
beytinin hafızalarda kaldığını söylemektedir.
Onay'ın bizzat görüştüğü anlaşılan Osman Vehhaç, kudretli bir kâtip, dürüst ve çalışkan bir devlet memuru idi. Pek güçlü bir şair olmadığı anlaşılan Osman Vehhaç'ın nüktedan, hoşsohbet, zarif ve mütevazı bir kimse olduğu ifade edilmektedir.
beytinin hafızalarda kaldığını söylemektedir.
Onay'ın bizzat görüştüğü anlaşılan Osman Vehhaç, kudretli bir kâtip, dürüst ve çalışkan bir devlet memuru idi. Pek güçlü bir şair olmadığı anlaşılan Osman Vehhaç'ın nüktedan, hoşsohbet, zarif ve mütevazı bir kimse olduğu ifade edilmektedir.
Şeyhoğlu Hasan Üçok, Osman Vehhaç Efendi ile katıldığı bir ulema gezmesini anlatırken, onun ağabeyinin kayınpederi olduğu bilgisini veriyor[4]. Hasan Üçok'un iki ağabeyi mevcuttu. Burada bahsedilen ağabey, Milli Mücadele dönemi Çankırı mebusu ve daha sonra Çankırı Belediye Başkanlığı yapan Said Üçok (1875-1953) olmalıdır. Eşi Fatma Zehrâ Üçok(1887-1954)'un Osman Vehhaç Efendi'nin kızı olduğu anlaşılmaktadır.
Yazdığı şiirleri, yaktığı söylenen Vehhaç'ın elde kalan bazı şiirlerini, Ahmet Talat Onay, kaydetmiştir. Onay'ın kaydettiği "Naat-ı Resul" adlı şiirini sunuyorum.
NAAT-I RESUL[5]
Cismi pâkin mazharı nur-ı hakikat yâ resul
Varlığın keşşâfı vel'esrâr-ı vahdet yâ resul
Cephe-i pâkinde zahir vechi hak isbât ile
Her bir uzvundan araz bin türlü hikmet yâ resul
Var-ı âlem bâisi Zat-ı şerifin olduğun
Kıldı hak isbat için inzâli âyet yâ resul
Müstemendinden şehâ asarı lütfun el aman
Kesme pek muhtacı naçâr kıl şefâat yâ resul
Elaman yok hâsılım müstağraki isyandayım
Zâti pâkin hürmeti çün et mürüvvet yâ resul
Kalbi sersamım ga-ı isyan ile âlûdedir
Var ümîdim şanınız mücrîme şefkat yâ resul
Varlığın keşşâfı vel'esrâr-ı vahdet yâ resul
Cephe-i pâkinde zahir vechi hak isbât ile
Her bir uzvundan araz bin türlü hikmet yâ resul
Var-ı âlem bâisi Zat-ı şerifin olduğun
Kıldı hak isbat için inzâli âyet yâ resul
Müstemendinden şehâ asarı lütfun el aman
Kesme pek muhtacı naçâr kıl şefâat yâ resul
Elaman yok hâsılım müstağraki isyandayım
Zâti pâkin hürmeti çün et mürüvvet yâ resul
Kalbi sersamım ga-ı isyan ile âlûdedir
Var ümîdim şanınız mücrîme şefkat yâ resul
OSMAN VEHHAÇ'IN ÇOCUKLARI
Osman Vehhaç'ın Sâdık ve Fatma Zehrâ adında iki çocuğu olmuştur.
Sâdık'ın oğlu arkeolog ve şair Osman Sümer'dir. Fatma Zehra (1887-1954) Hacışeyhoğulları ailesinden I. Dönem Çankırı mebusu ve Çankırı Belediye Reisi Said Üçok (1878-1953) ile evlenmiştir. Bu evlilikten Vecihe-Lütfü-Âtiye-Âtıfet isimli çocukları dünyaya gelmiştir.
Osman Vehhaç'ın Sâdık ve Fatma Zehrâ adında iki çocuğu olmuştur.
Sâdık'ın oğlu arkeolog ve şair Osman Sümer'dir. Fatma Zehra (1887-1954) Hacışeyhoğulları ailesinden I. Dönem Çankırı mebusu ve Çankırı Belediye Reisi Said Üçok (1878-1953) ile evlenmiştir. Bu evlilikten Vecihe-Lütfü-Âtiye-Âtıfet isimli çocukları dünyaya gelmiştir.
Sait Üçok'un oğlu Lütfi Üçok ile Ziya İsfendiyaroğlu'nun kızı Mahmude'nin evliliğinden Osman-Süheyla-Nurseli-Kunter isimli 4 çocukları dünyaya gelmiştir.
Osman Vehhaç'ın torunu Osman Sümer, Süheylâ Üçok ile evlenmiştir. Bu evlilikten doğan Ziya Sümer[6], Çankırı'nın üç köklü ailesinin kesişme noktası olması bakımından ilginç bir kişidir. Hem İsfendiyaroğulları, hem Hacışeyhoğulları ve Alpsarı kökenli Sarayhocası zadelerin torunudur. Kendisiyle görüşmemizde hem babası Osman Sümer'in hayatı ve şiirlerini, hem diğer kollara ait özel bilgileri hazırlaması konusunda görüş birliği sağladık. Konunun aydınlatılmasını onun verdiği bilgilere borçluyuz.
--------------------------------------------------------------------------------
[1] Hayatı ile ilgili bilgileri, Ahmet Talat Onay'ın Çankırı Şairleri kitabında özetleyerek sundum. Daha geniş bilgi için bkz.: A.Talat Onay, Çankırı Şairleri, Cilt I, Çankırı- 1930, s.323-343.
[2] Bu zat, uzun yıllar Kengırı Rüşdiye Mektebi'nin Baş Muallimliğini yapan Müderris Süleyman Surûri Efendi'dir.
[3] Uzun süre Çankırı'da bulunmuş ve Çankırı şairleri üzerinde etkili olmuş bu değerli şair için, bkz,. Ahmet Talat ONAY, " Tokat'lı NURİ", Çankırı-1933.
[4] Üçok Hasan, Çankırı Tarih Ve Halkıyatı, Ankara-2002, s.144.
[5]Peygamberimizi övmek amacıyla yazılan şiirlere "Naat" adı verilmektedir.
[6] Ziya Sümer, ortaokul ve lise arkadaşlarımdandır. Uzun yıllar görüşememiş olmaktan dolayı, soyadını hatırlayamadığım için başlangıçta konuyla bağlantısını kuramadım. Sonradan arkadaşlarımın uyarısı ile bu münasebet kuruldu.
(Hakkı Duran)
(Hakkı Duran)
NOT: HAKKI DURAN BEYE ARAŞTIRMA VE YAZILARINDAN DOLAYI TEŞEKKÜR EDER SAYGILARIMIZI SUNARIZ.
ÇANSAATİ SİTESİNDEN ALINMIŞTIR
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder